Dimyata Pirince Giderken Evdeki Bulgurdan Olmak Bayraklı Belediye Başkanı Karabağ

  

      (Daha fazla kazanacağını daha iyisini elde edeceğini umarken, elindekinden olmak anlamında bir deyim.)

Dimyat Mısır’da Süveyş Kanalı ağzında ve Portsait yakınlarında bir iskeledir. Eskiden Mısır’ın meşhur pirinçleri, ince hasırdan örülmüş torbalar içinde buradan Türkiye’ye gelirdi.

Dimyad’a pirinç almaya giden bir Türk tüccarının bindiği gemi Akdeniz’de Arap korsanları tarafından soyulmuş ve adamcağızın kemerindeki bütün altınlarını almışlar.

Binbir müşkülât içinde Türkiye’ye dönen pirinç tüccarı o yıl iflas etmek durumuna düşmüş. İstanbul’dan kalkmış memleketi olan Karaman’a gitmiş. O sene tarlasından kalkan buğdayları da bulgur tüccarlarına sattığından, kendi ev halkı kışın bulgursuz kalmışlar. Dimyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak sözünün aslı buradan kalmıştır.

yukarda anlatılan kısa hikayede anlaşılacağı gibi aza yetinmeyen coğu bulamaz kısasındaki gibi son pişmanlık fayda etmiyor sayın karabağın açıklamasında ıhale mafyasına değindiği gözüküyor isim açıklamasını da bekliyoruz inşallah ve yakın arkadaşlarından söz etmiş onlarıda açıklamasını beklıyoruz böylece polıtıka şefaf olur ve kendisine olan güvenimizide perçinler 

Bayraklı Belediye Başkanı Karabağ

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığından çekildiğini açıklayan Bayraklı Belediye Başkanı CHP'li Hasan Karabağ’a belediye personeli ve ilçe halkından destek geldi. Belediye önünde toplanan yüzlerce kişi, "Biz seni istiyoruz" dedi. Karabağ da "Bu sistem içinde ilçe belediyeciliğinin yapılması zor. İstediğin işleri yapamıyorsun" sözleriyle karşılık verdi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığından çekildiğini açıklayan Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ için belediye personeli ve ilçe halkının aralarında yer aldığı yüzlerce kişi belediye binası önünde toplanarak tezahüratta bulundı, Karabağ'ın ilçede başkan olarak çalışmalarını sürdürmesini istedi.

Makamından çıkarak vatandaşların yanına giden Karabağ, şunları söyledi:

Benim Büyükşehir Belediyesi'ne adaylık dosyasını vermeden önceki kararım, çok yakınımdaki arkadaşlar biliyor belediyeciliği bırakmaktı ve Büyükşehir Belediyesi için de dosya vermemekti. Arkadaşların ısrarıyla, zorlamasıyla dosyayı verdik. Bir de ilçeleri gezerek oralardaki tabloyu gördük. Ancak ilçe belediyeciliğinin bu sistem içinde yapılması çok zor. Çalışanlara istediğini veremiyorsun, istediğin işleri yapamıyorsun, Büyükşehir Belediyesi yetkileri her şeyi kısıtlıyor ve paranın büyük bölümü oraya gidiyor. Dolayısıyla bu kalıp bana dar geldi. İkincisi insanlar içinde bu kadar bozulma olduğunu burada yaşadım. İnanılmaz kötü insan manzaralarıyla karşılaştım. Bu içeriden dışarıdan kendi partimizin içinden dışından da oldu. İş, aş, ekmek paylaştığımız insanların tanınmaz halde kötü olmaları tamiri mümkün değil arkadaşlar. Tam bir dejenerasyon var bizim içimizde. Dolayısıyla bu süreç, kuruluşunu yaptığım belediyeden ilk başlardaki yorgunlukla beraber bugünlere kadar geldi. Hiç hoş şeyler yaşamıyor herkes. Yani bu iş çığırından çıktı. Dolayısıyla rantçılar beni, istemiyor. İhale mafyası beni istemiyor."