Uçtu uçtu aklım uçtu

   


      Pazar gününü iple çekiyorum.
Hafta sonu köşesi yazmanın keyfi bir başka.
Hafta boyunca konular birikiyor.
Hangi konuya değinsem diye düşünmeden balıklama dalıveriyorum.
Bazen geç kalınmış bir konu desem de, son yorumda benden olsun istiyorum.
Son günlerde medyayı meşgul eden bir Arda Turan olayı ki var ki; evlere şenlik. Şöhret taşınması zor bir manto. Herkesin üstüne yakışmıyor. Ya ilik tutmuyor, kapatamıyorsun. Bol geliyor daraltamıyorsun. Dar geliyor genişletemiyorsun. Uzun, kısa derken bir türlü bedeninize uyduramıyorsunuz. Eskiler "Allah insanı para ve şöhretle imtihan etmesin" derlerdi.
Bazıları taşıyamıyor işte. Her şey hazım meselesi.
Sayısı az da olsa büyüdükçe küçülen insanlara bayılıyorum.
Şöhret deformasyonuna uğramış hedefte birçok insanımız varken; Neden Arda Turan son günlerin "Tuh kaka çocuğu" oluverdi. Neden dedikoduların ardı arkası kesilmiyor.
Perşembenin gelişi Çarşambadan belli değil miydi? Ne kadar haklı ne kadar haksız olduğu tartışılır. Sonuç olarak Türkiye'yi yurt dışında temsil etmiş birine, bu denli yüklenmenin yanlış olabileceğini düşünmek lazım.
Koskoca insanlara yakışmıyor bu tür tartışmalar. 1987 doğumlu otuzlu yılların başında ve erken şöhret basamaklarına tırmanmış birinin bunca zaman bir vukuatı olmamış da; şimdi niye böyle bir olaya hedef oluyor diye sormak gerekiyor. Bazı olaylar misilleme sonucudur.
Öncesinde bir kışkırtma olabilir.
Arda Turan Türk futboluna emek vermiş ve birçok başarıların altına imza atmış bizim gencimiz. Günahıyla sevabıyla bağrımıza basmamız gerekiyor.
Olayın mutfağında neler yaşandı hiç birimiz tam bilmiyoruz..
Elimizi taşın altına sokmadan animasyon yakıştırmalardan kaçınmamız gerekiyor ki, biz bunu maalesef hep yapıyoruz. Onun da hataları var muhakkak.
Şöhretin getirdiği yükü taşımak zordur.. "Yıldız Tozu" yutmak insanın kimyasını bozuyor.
Ah bu şöhret denen şey yok mu? Keşke yanında panzehirini de verseler, dengemiz kaçmasa...
İşin esprisi bir yana; her mesleğin zorlukları var. İnsanın insanla sınavı hiç bitmiyor. Dünya kaynayan kazan.. Yaşamın felsefesi uzun, tartışması çok, anlaşması zor diyelim ve konuyu kapatalım gitsin. Dedikodusuz hayat oh ne rahat...
Bir tv programınn adı, " İşte Benim stilim ". Neyse program tatile girdi, ben de kafa yormaktan kurtuldum fakat sezon boyunca izlemedim desem yalan olur. "Merak" da bir hastalık.
Program baştan aşağı tuhaflıklar zinciriydi. Belli ki yapımcısı çok akıllı. İzleyiciyi ekrana bağlamayı iyi biliyormuş helal olsun. . Güzel, uyumlu ve tarz giyinmenin incelikleri tartışıldığı programda salına salına dolaşan güzellerimizin giyim kuşamları bir yana, gerçekten sergiledikleri karakterleriyle tarz ötesiydiler.
Kavga gürültü derken kültürlerini en ince detayına kadar ortaya çıkarmalarından, her an bir mahalle kavgasına dönüşecek diye yürek hoplamalarımla şükür sezon kapandı.
BU BİR REZALET!
Sevgili kızlar!.. Ailelerinize saygımız büyük... "Genciz güzeliz, biz her şeye layığız" şımarıklığını nerden aldınız bilmem ama bazen rezaletin son perdesindeydiniz..
Belki programın reytingi uğruna, kışkırtıcı durumları da vardı. Olaya magazin de karışınca işin rengi sürekli değişti.
Hele Bahar Candan bombasını hala çözmüş değilim. Murat Boz- Aslı Enver ilişkisinin içine düşüverdi.
Aslı Enver'i geçmişten tanırım.
Akıllı, terbiyeli ve seviyeli bir kızdır. Adının Bahar'la anılmasından hoşlanmadı herhalde ve Murat Boz'la beraberliğine son veriverdi.
Neyse son günlerde "Barıştı" haberleri gelince yüreğime su serpildi. Benim gözümde, örnek çiftler.
Yine gelelim şöhret olayına.
Yurt dışında bu işler nasıl bir yol haritasıyla ilerliyor bilmiyorum ama bizde şipşak fotoğrafçılığı hızında ve bereketinde. Ekranımız bol. Programlar ona keza.
Kızlarımızın hepsi afet.
Bir sezonda "ünlü" yapalım sloganımızla sezonumuzu açıyoruz.
Sizi programlarımızda ağırlayalım ekran tozu yutturalım.
Sonra, başımıza taç yapalım. Daha sonra da, karşınızda boynumuz kıldan ince misali sıraya dizilelim . Artık kafalarımızı uçurabilirsiniz.
Kendi yarattığımız canavarların bizi parçalamasına izin verdiğimiz müddetçe ne şöhretlerimiz biter ne şikayetlerimiz. Hadi bakalım yeni sezonumuzda yeni adaylarımız geliyor. Meydanlar hazırlansın. Sahneler kurulsun.
Kameralar sipere yatsın. Düğün dernek yapalım başımıza karalar bağlayalım. Kendim ettim kendim buldum hikayelerine devam. Ne diyelim, düzen böyle devran döne...

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

yakın zamanda Gönderilenler

recentposts1