Hatice Altunay"MARMARİSTE KİTAP GÜNLERE".



                                                                                                                             2 MART 2016/MARMARİS
                Son dakika yetişebildiğim kokteyli bir ilk gündü   1 Mart.
               Marmaris Belediyesi Kültür ve Sanat Evinde saat16.00 da etkinliklerde iyice yoğrulmuş halkla ilişkiler sorumlusu (bir zamanların kompozisyon yazımlarıyla gönlümde tahta kuran öğrencim)Özlem Ertuğrul tarafından heyecanlı ve etkili bir sunum yapıldı. Hoş geldiniz sesleriyle bina çınladı.Etkinlik komitesi etkili bir tanıtım konuşması yaptı ve Marmaris Kitap günlerine destek verenler dillendirilmişti.Etkinliğe imzasını atan kurumlar  açılış konuşmalarına kilitlenmişlerdi.
         Marmaris Belediye Başkanı  Ali Acar daha önceleri de böyle bir etkinliği gerçekleştirebilirdik anacak halkla bütünleşen,halkın desteği ile güçlenen bir kitap günlerinin daha geniş bir platformda sürdürüleceğini ve sahip çıkılacağı dile getirildi.Marmaris’e gelen güzide yazar ve şairlerin kışın ağırlanarak güzel anlar yaşamalarını ve yapıtlarını yazmaları için çeşitli olanakların yaratılacağı üzerinde duruldu.
        Etkili sunumlar ,konuşmalar kuvvetli alkışları topladı. Bodrumlu şair Özkan Mert ve grup arkadaşları şiirler okudu. Her şey kısa ve öz olmuştu. Sabırsız okuyucular kitlesi salona doluşmuştu.
       Kültür evinin geniş salonunda önceleri resim,seramik, el sanatları sergileri vb etkinliklerin sunumu yapılmıştı. Şimdi ise ilk kez düzenlenen kitap günlerinin biricik salonu olmuştu.Salonda yayınevleri ve yazarların masaları önceden düzenlenmişti. Marmarisli yazarlar olarak her yere ait olabilirsiniz diye geniş bir yelpaze yapılmıştı.
      Her nereye baksam yılların emeğinin karşılığı bana gülümsüyordu.Öğrencilerim kanatlanıp uçmuşlar bana kol kanat geriyorlardı. Sezen’den kitaplarımı aldım.Önceden hazırlanmış masalardaki adlarımızın olduğu yerlere yerleştik.Bir anada salon doldu taştı. Bir anda yılların birikimi öğrencilerim ,arkadaşlarım,dostlarım,meslektaşlarım etrafımı sarıverdi.İlk gün her masada yoğun sohbetler yapılıyor,imzalar atılıyordu.
        İkinci gün biraz gecikmeli gittim salona. Arkadaşlarıma Taşlıca’dan gelen kokulu dağ nergisleri satan çiçekçiden çiçekler götürmek istiyordum yazar arkadaşlarıma. Aksilik bu yana çiçekçi köşeleri bomboştu..”Kısmetsizler” dedim içsesimle.
       Gecikmeli  olarak kültür evindeydim. “ Günaydın” dedim tüm arkadaşlarıma. Birkaç kişi tarafından aranmışım on bir sıralarında.Özlem Ertuğrul beni aramış ben de yeniden aradım onu. Bir öğrenciniz aradı sizin kitaplarınızı soruyor. Görüştüm dedim ona. İlk günkü gibi yoğun değildi başımız. Daha az ve daha öz sohbetlerimiz sürüyordu.Saat üçten sonra İzmir Türk Koleji öğrencileri ve öğretmenleri tüm yayınevlerini ,yazar masalarını gezdiler. Coğrafya öğretmeni olmuş çiçeği burnunda öğrencimle fotoğraf karesine gülümsedik.
      Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri hepimizi ziyaret etti sohbet etti.
Aydın Şimşek’in Yaratıcı yazarlık söyleşisini, ALİ Gültekin’in şiirlerini ve akşama doğru da Yılmaz Karakoyunlu ve Suat Çağlar’ın edebiyat söyleşişinde salon epey  kalabalıktı. Sanata,şiire,duyarlı dile ilgi büyüktü. Türk Şiiri analiz masasına oturtulmuştu.”Tuyuğ” sözüyle naçizane katkım oldu söyleşiye.Salonun da ilgisini çekmiş oldum. Fotoğraflar çekildi,kitaplar imzalandı. Bir söyleşi ,bir etkinlik daha tamamlanmıştı. Saat sekizi geçiyordu.Işıklar bir bir kapanıyordu. Ayaküstü sanat sohbetleri pişiriliyordu. Eski öğrencim şimdi gençlerin önderi Ahmet Göçer “Öğretmenim sizinle gurur duydum.” deyişi kapıdan dışarıya yayılırken yağmur sesi zihnimize virgülleri yağdırıyordu.
      Sözde evime kadar yürüyecektim. Dışarıda ince ince yağan nağme beni bu eylemden alıkoydu. Bahar bu canım cemreler işte! Sağı solu belli olmayan kaos siyaset gibi…
      Yağmurda sokak hayvanlarını,kedileri,köpekleri ,kimsesizleri düşündüm. Yanımdan ıslanarak yürüyen bir kadın iki ıslanan köpek ağır ağır geçtiler. Ben bir siğintilikte” Yağmur” şiiriyle Tevfik Fikret’i andım oysa,ne çok yağmur şiiri vardı.Kimsesizlik ve hüzün beni ona götürdü sanırım.
      Evime yürüyemeyecektim yağmur iyice hızlanmıştı. Çaresiz telefonla aradım eşimi. Kitap günlerinin ikinci günü sabah, aşkın gözyaşı çiçeğinin yaprak üzerindeki köklenişi gibiydim.Akşam gözyaşını döken gökyüzünü yeniden selamladım. Ardımdan “üç gün sürer bu yağmur “ cümleleri döküldü.Gülümsedim.
                                                                                                                                       Hatice Altunay -KHA



Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

yakın zamanda Gönderilenler

recentposts1