Finansal kuruluşların şüpheli işlem sorunu kalmadı

Maliye Bakanı Şimşek, "Finansal kuruluşlarımızın buna bankalar dahil, MASAK'a şüpheli işlem bildiriminde artık bir sorun kalmadı" dedi.
ANKARA 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şüpheli işlem bildirimi noktasındaki çalışmalarının sonuç verdiğini belirterek, "Finansal kuruluşlarımızın buna bankalar dahil, MASAK'a şüpheli işlem bildiriminde artık bir sorun kalmadı. Bu konuda uyarılarımızı dikkate alan bankalara teşekkür ediyorum" dedi.
Şimşek, Organize Suçların Yol Açtığı Mali, Ekonomik ve Sosyal Etkilerin Tespiti ve Analizi Sempozyumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) küresel ölçekte terörün finansmanı ile mücadele eden bir organizasyon olduğunu söyledi. Şimşek, "FATF'ın 3. tur değerlendirmelerinde Türkiye birtakım eksikleri nedeniyle düzenli takip sürecine hatta koyu gri listeye alınmıştı. Fakat son dönemde gerek mevzuatta gerekse uygulamada önemli adımlar attık ve bunların sayesinde Türkiye'nin Ekim 2014 itibariyle hem takip sürecinden hem de koyu gri listeden çıkartılması kararlaştırıldı. Önümüzdeki dönemde 4. tur değerlendirmeleri yapılacak, burada aklama, terörizm ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadele ön planda olacak ve muhtemelen 2017'de yapılacak. Türkiye olarak ulusal risk değerlendirme çalışmalarını hızlı bir şekilde yapıyoruz. Çünkü bu tür konulara bizim risk temelli yaklaşmamız lazım" diye konuştu.
Terörün finansmanı ve aklama konusundaki mücadelenin AB süreci açısından büyük önem taşıdığını kaydeden Şimşek, Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığında da uluslararası vergi, yolsuzlukla mücadele gibi birçok konuda dönem başkanı olarak çalışma gerçekleştireceğini bildirdi. 
Şimşek, G-20 ve OECD işbirliği ile 2015 yılının mayıs ayında bir vergi sempozyumu düzenleyeceklerini anlatarak, burada otomatik bilgi değişimi gibi birçok alanda çalışma yapacaklarını dile getirdi.
 Mali Suçları Araştırma Kurulunun (MASAK) da muadili kuruluşlarla çalışma içinde olduğunu söyleyen Şimşek, "MASAK, bugüne kadar 43 ülkenin muadil kuruluşları ile mutabakat muhtıraları imzalamıştır. Küresel anlamda mücadele için bu çok önemli" dedi.
Mehmet Şimşek, bilgi değişime aracılık eden Egmont Grubu'nun çalışmalarına aktif bir şekilde iştirak ettiklerini vurgulayarak, "Muhtemelen 2016 yılında Egmont Grubu Genel Kurulu Toplantısının Türkiye'de yapılması planlanıyor. Bu da Türkiye için çok önemli bir etkinlik olacak" diye konuştu.
"Finans sektöründeki aktörleri yakından izliyoruz"
Bakan Şimşek, suç gelirleri ve terörün finansmanı konusuna girince karşılarına finans kuruluşlarının, kargo şirketlerinin, online bahis ve kumar etkinliklerinin çıktığını belirterek, bu aktörler nezdinde şüpheli işlem bildirimi noktasında çok etkin denetim yaptıklarını söyledi.
Gerek finans sektöründe gerekse diğer sektörlerdeki aktörlerin performanslarını yakından izlediklerini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:
"Bu konudaki çalışmalarımızı sonuç veriyor. Yakın dönemde finans kuruluşları nezdinde yaptığımız denetimler sonucunda bulunan eksikliklerin hızlı bir şekilde giderilmesi yoluna gidildi. Bu hafta itibariyle eksiklerinin tespit ettiğimiz kuruluşlar, bunları giderme noktasında gerekli adımları atmaya başladılar. Uyum noktasında da bütün aktörlerin, hızlı bir şekilde ilerleme kaydettiğini açık bir şekilde söyleyebilirim."
"Uyardığımız 3 banka gereğini yaptı"
Konuşmasının ardından AA muhabirinin finansal kuruluşların bankaları kapsayıp kapsamadığına ilişkin sorusunu da yanıtlayan Şimşek, finans kuruluşlar derken bankaları da kastettiğini söyledi. 
Yaklaşık 15-20 gün önce 3 bankayı uyardıklarını anımsatan Şimşek, "Finansal kuruluşlarımızın buna bankalar dahil, MASAK'a şüpheli işlem bildiriminde artık bir sorun kalmadı. Bu konuda uyarılarımızı dikkate alan bankalara teşekkür ediyorum" dedi.
Maliye Bakanı Şimşek, 7 Aralık'ta, suçtan elde edilen gelirlerin tespiti ve terörizmle mücadele açısından MASAK'la etkili işbirliği yapmayan bankaların olduğunu, 3 bankayı bu kapsamda uyardıklarını da açıklamıştı.
Şimşek, suçların artık bireysel olmaktan çok örgütlü ve organize nitelik taşımaya başladığını, küreselleşmeyle organize suçların sınırları da aşmaya başladığını söyledi.
Bu türlü suçlarla mücadelenin ulusal ve uluslararası işbirliği ve eşgüdümü gerektirdiğini vurgulayan Şimşek, organize suç örgütlerinin sadece ülkeler için değil, uluslararası sistem açısından da çok ciddi bir tehdit olduğunu ifade etti.
Şimşek, ulusal bazda bakıldığında bu tür örgütlerin hem demokrasiye hem ülkelerin gelişmesine ve kalkınmasına çok önemli bir engel teşkil edebildiğini belirtti. Bu tür olayların basit bir suç olarak değerlendirilemeyeceğini dile getiren Şimşek, böylesine organize suçların yoğun olduğu bölgelere, ülkelere, şehirlere yatırım çekilemediğini, kalkınma ve büyümenin sınırlı olduğunu kaydetti.
Terörün maliyeti
Türkiye'nin 30-40 yıldır terör gerçeğiyle yaşadığına işaret eden Şimşek, şöyle konuştu:
"Bundan dolayıdır ki Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, oradaki güçlü insan kaynağına, çok verimli topraklara ve diğer zenginliklere rağmen maalesef arzulanan büyüme, kalkınma ve yatırım çekmede arzulanan performansı ortaya koyamadı. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi oradaki suç yoğunluğunun, suç oranının yüksek olması. Burada kastettiğimiz organize suç. Mafya kapitalizmi toplumsal sermayeyi de aşındırarak kaynakların bir anlamda heba olmasına yol açıyor. Organize suçlar gerçekten bu tür etkilere sahiptir. Terörle mücadeleye kimisine göre 350 milyar dolar, kimisine göre dolaylı etkilerle 1 trilyon dolara yakın kaynağını heba etmiştir."
Bu tür suçların yoğun olduğu bölgelerde, ülkelerde devlet ile fertler arasında toplumsal sözleşmenin de bozulması gibi olumsuzluklarla karşılaşıldığına işaret eden Şimşek, organize suçların en önemli boyutunun suç gelirleri ve bunların aklanması olduğunu vurguladı.
Organize suçların mali büyüklüğü ülke bütçelerinden fazla
Şimşek, Birleşmiş Milletler'in çalışmasına göre, uyuşturucu madde, silah, organ ticareti gibi suçlardan elde edilen mali gücün birçok devletin bütçesinden daha fazla olduğunu söyledi. Bakan Şimşek, "Bu çok önemli bir konu çünkü eğer mücadele edilmezse hem ulusal hem uluslararası boyutta bu işin ne kadar büyük bir tahribata yol açabileceği ortadadır" dedi.
Mücadelenin çok boyutlu olması gerektiğini ifade eden Şimşek, fertlerden çok organize suçlarla, sınırları aşan örgütlerle karşı karşıya olduklarını söyledi. Şimşek, bu suçlarla mücadeleyi sadece emniyet boyutuna indirgemenin ve güvenlik sorunu olarak ele almanın son derece yetersiz olacağını, sadece polisiye tedbirlerle organize suçlarla mücadele edilemeyeceğini belirtti.
Bu mücadele istihbaratın, kurumlararası eşgüdüm ve işbirliğinin çok önemli olduğuna işaret eden Şimşek, "Suç örgütlerinin parasal kaynaklarını yok etmemiz lazım. Bu, suç örgütleriyle mücadelede gerçekten arzulanan sonucu doğurur. Bu örgütlerin parasal kaynaklarını kurutamazsak maalesef arzulanan başarıyı sağlayamayız. Sadece hürriyeti bağlayıcı cezalarla sonuç almamız mümkün değil. Çünkü kullanabilecekleri insan, araç çok. O nedenle suç gelirlerinin aklanması çok kritik ve önemli bir konu" diye konuştu.
Bütün bunlardaki mücadelenin uluslararası işbirliğini gerektirdiğine değinen Şimşek, bu amaçla mevzuat ve uygulamada atılan adımlara ilişkin bilgilere yer verdi. 
"Türkiye gerekli adımları atıyor"
MASAK Başkanı İbrahim Hakkı Polat da organize suç örgütlerinin yarattığı tehlikelere dikkati çekerek, bu tür yapıların toplumda sosyal, ekonomik ve siyasi saha oluşturduklarını söyledi.
Suç gelirlerinin aklanması ile mücadelenin, doğuran organize suçla mücadele anlamına geldiğine işaret eden Polat, Türkiye'nin bu konuyla mücadelede gerekli adımları attığını kaydetti.

AA

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

yakın zamanda Gönderilenler

recentposts1